Tasarımda Sanatçının yeri ve Sanatın başladığı yer...

Öncelikle tasarımcı olarak iletişimdeki yerimizi belirlemeliyiz. Normal şartlarda bu yer, sektör içerisinde, akademik ortamlarda, Aile içinde veya toplumsal alanlardaki herhangi bir konum olabilir. Fakat tasarımcı olmak amacıyla yaşantınıza yeni bir yön çizmek istiyorsanız, iletişimin tasarlanabilir bir etkinlik olduğunu kavramışsanız, bu yer artık herhangi bir yer değildir.    

 

Tasarımcısının İletişimdeki yeri..!

Aslında insan olarak bütün işimiz gerçeği aramak. Fakat değerlendirebilmek için yeterli veriye sahip olmadığımız için bu arayışı çok sık aralıklarla yapma çabasından uzak dururuz. Çünkü bu çaba düşünmek demektir. Sıradan insanlar olarak daha kısa bir yol olan başkasından dinlemeyi ve öğrenmeyi tercih ederiz. Bu istek bin yıllar boyunca, biçimlenmiş ve karşımıza çeşitli formlarda çıkmıştır. Günümüze dek ayakta kalarak durabilen en çarpıcı iki biçim din ve bilimdir.

İman ederek gerçeğin bize sunulan ilahi açıklamalarını kabul eder ve gereklerini yaparak bu gerçeği yaşantımıza sokarız. Bilime inanarak da gerçeği arama yolunda hem dinin değişmez kurallarının baskısını azaltır, hem de bilimsel yöntemlerle açıklanan çarpıcılığın verdiği korkuyu, doğal davranmaya eğilimli içgüdüsel tavrımızı tatmin ederiz.

Bu tatmin için bilimin veya bir bilgi alanının temelini oluşturan ilkeler bütününe yani felsefeye kucak açarız.

Dindeki kabullenme ve bu kabullenmenin  bağımlılığıyla hep gizli tuttuğumuz ne, neden, nasıl gibi sorular felsefe ile kişisel yargılamalara izin verir. Daha sonra bu izinler tekrar din ile bağdaştırılır. Ve birbirlerini etkileyerek uzar gider.

İletişim ve tasarımcısının bu kadar geniş zamanı yoktur. İleti, algılama hatalarının en az olduğu formlar ve ortamlarda tasarlanmış olarak sunulmalıdır. Bu nedenle din ve felsefeden uzak durarak anlatımlarımızı sürdüreceğiz.

Örnek olarak ateşi anlatmayı seçtim

Din bize, ateşin ilahi bir yaratılış sürecinde sunduğu nimet olduğunu söyleyecektir. Bilim ise moleküler açıklamalarını yapacak ve ispatına gidecek ve yanı sıra felsefe de bu tanımların ve ispatın düşüncelerimizde yarattığı soruları derinlemesine düşünmemizi önerecektir.

Tasarımcı  olarak Ateşi nasıl anlatırız.?

1. Doğrudan anlatım.. ! =   Ateş yakılır.

·         Gerçeklik var

·         Tüm duyularla algılama

·         Herkes anlatır. Herkes algılar

·         İletişim tümüyle çıplak . Oranı %100

 Aşağıdaki uygulama sadece konuyu anlatmak için yaptığım bir örnektir.

2. Duyu eksiltme I =  Eksilen duyu: Dokunma  = Eylem : Filmini çekeriz.

·         Gerçeklik var.

·         Herkes yapar. Herkes algılar.

·         İletişim çıplak. Oranı %80-90

3. Duyu eksiltme II = Ses ve hareket. =  Eylem: Fotoğraf.

·         Gerçeklik var.

·         Herkes yapar. Herkes algılar.

·         İletişim çıplak. Oranı % 40-80

4. Bilgi eksiltme I =  Eksilen : Ön bilgi.  =  Gerçekçi çizimler yapma.

·         Taklit edilen gerçeklik var.

·         Eğitimli yapar. Herkes algılar

·         İletişim örtülü. Çıplaklık oranı %10-40

5. Bilgi eksiltme II= Sunumdan biçim eksiltme: Çizimden ateşi hatırlan tüm formların kaldırılması

·         Form dışında kalan diğer sunum öğeleriyle (ses müzik, renk diğer.) anımsatılan ateş

·         Anımsatılan gerçeklik var

·         Eğitimli yapar. Eğitimli anlar

·         İletişim örtülü. Çıplaklık oranı % 0-10

6. Bilgi yükleme = Algılamaya yönelik eksiltilen tüm bilgilerin yerine Sanat diliyle oluşturulan yeni bir sunum.  YORUM

·         Aranılarak bulunmuş ve oluşturulmuş gerçeklik sunumu var.

·         Yorumcu. yapar. Eğitimli yorumlar. Eğitimli anlar

·         İletişim kot değiştirmiştir. Anlamdaki çıplaklık arayışı bilgi ve iletişimdeki çıplaklık arayışıyla yer değiştirmiştir.

7. Anlam yükleme, sanatın akımları ve biçemler.= Sanatın kendi dili içinde ve dönemlerin tüm etkenlerinden alarak ve yoğurarak sunduğu gerçekliklerdir.

·         Sanatçı yapar. Sanatçı anlar. Eğitimli anlatır. Öğrenen herkes bilir.

·         İletişim, yeni kot aşamasında yeni çıplaklıklar arayışında olan sanatçı ya da sanat guruplarının deneme veya kararlılıklarının ortamında yapılmaktadır.

·         Taşıdığı niteliklerin doğru değerlendirilebilmesi için zaman gerekmektedir.

 8. Sanat...

Sanatçı Yapar. Herkes anlar..

Bir Algılama halidir. Bir eserden aynı zevki ( haz ) alma halidir. Değerlendirmede farklılıklar olsa da algılama yoğunluğunda fark yok gibidir.

 

Yukarıdaki sıralamayı insanın en önemli ödevi olan “ gerçeği arama “ iç güdüsü ve hassasiyetinin tanıdık verilerini kullanarak oluşturdum. Ve bence kısmı çoktur.. ))
İletişim tasarımının temelindeki bilgilenmemizin amacı: İletinin ulaştığı ve anlamının çözüldüğü hedefte meydan gelen algılamanın oran yüksekliğinin aranmasıdır. Daha başka bir deyimle başka öğelerle anlam yüklenmeden örtünmemişliği yani çıplaklığının oranındaki büyüklüğünün bulunması.
Eğer gerçeği aramada algılatılan bu çıplaklık oranı, başka anlamlar için başka öğeler ile örtünmüş ise artık sunulan ne ise bu aşamadan sonra iletişim tasarımını bir öğesi olarak değil, sanat, iletişim sanatı veya diğer bir sunum biçemi öğesi olarak tanımlanmalı ve nitelendirilmelidir.

Bu nedenle bir iletişimcinin bu sıralamadaki yeri 1-5. aşama arasındadır. ( 5. hariç ).  Ama sanattır yaptığımız diyorsak işimiz 5. aşamadan sonra başlıyor