Canlandırma Sineması Eğitimi Üzerine

 

 

 

     

Sanatçıyı sanatının tüm gücüyle kaos'u terbiye etmeye çalışan çılgınlar olarak tanımlıyorum. Ona asla inandıklarının dışında bir şey yaptırmak mümkün olamaz. Asla sınıflandırılamaz ve tepkileri denetlenemez. Bütün amacım, canlandırma sinemasını bir şablonlar sineması haline getirebileceklerden koruma yolunda seçeneklerin var olduğunu ve bu sanatla ilgilenenlere veya ilgileneceklere aktarabilmektir.

Ulaşılmak istenen izleyici sayısının çokluğuna bakıldığında sinema sanatı özellikle de canlandırma sineması çok bilinmeyenli bir matematik  denklemine benzetilebilir. Amacım bilinmeyenlerin ortak özelliklerinin bulunup sınıflandırılması ve bilinir hale getirilmesidir. Bu şekilde isteklere değil, olması gerekene hizmet edebilme olanağı doğacaktır. Canlandırma sineması sonuca ulaşmada birliktelik gerektiren bir yeni çağ sanatıdır. Bu birlikteliğe katılacak olanların temelde aynı eğitimi almış olması ve sanatın kendine özgü diliyle anlaşmayı başarması olmazsa olmaz derecesinde gereklidir. Canlandırma sinemasının temel eğitiminde dünya  standartlarının yakalandığı sanat ve bilim dallarının bilgilerinin alınması, binlerce yıllık geçmişi olan  sanat dilinin özümsenebilmesi şarttır. Temel sanat eğitimi ve insan bilimin, standartları konulmuş  dilinin bilinmesi bu nedenle gereklidir.

 

Bilinmesi gereken en önemli konu canlandırma sinemasının kesinlikle hareketli karikatürler olmadığıdır. Genellikle ikisinde de çizgi'nin kullanıldığı gibi yanlış kabuller, karikatürü ve canlandırma sinemasını içinde aynı malzemelerin kullanıldığı farklı ama benzer yapılar olarak tanımlama hatasını getirmektedir. Karikatür sanatı gerçeği aktarmak görevini gerçekleştirirken sonuçta sanatçının yetenekleri ve hedefine ulaşma gücü ile sınırlanmaktadır. Sorumlulukları da paylaşılmaz. Canlandırma sineması ise "tam ortamda tam uyum " ilkesi ile uzmanlığı ve profesyonelliği yakalamak ve bunun için de çağın tüm  bilimsel bilgisini kullanmak zorundadır.Ve sonuçta da sorumluluklar tüm katılımcıların arasında  paylaşılır. Bilim ve sanat çevresinin yüzyılımıza dek yaşadığı çatışmalarsa günümüzde binlerce yıl birbirlerinden uzakta büyümüş olan iki gücün birleşerek yeni yüzyıl sanatı olarak toplumla tanışması  demektir.

 

Var oluşundan bu güne dek aldığı her yeni bilgiyi özümseyebilen insan, sanatın en doğal malzemesi olarak farklı bakış açılarından incelenmeli ve geleceğe aktarılmalıdır. Bu sayede bilginin ihtiyacı olan çatışmalar sağlanabilir. Yerleşik düzene henüz geçmeye çalışan toplumumuzda feodal yapının süren baskısı nedeniyle bilgi aktarımı gerçekleşememektedir. Özellikle sanat dünyasında bilgiyi tek elde tutmaya çalışmanın tehlikesi maalesef fark edilmemekte veya bilinçli olarak yaşam dışı tutulmaktadır. Gelişmesi ancak konuşuldukça, paylaşıldıkça ve çatışmaları ile tüketilmesine bağlı olan bilgi, ülkemizde standartlarına kavuşamamıştır. Bu nedenle, canlandırma sineması eğitiminde bilimsel bilgilerin ve akademik eğitimin alınmış olması gerekliliği vardır. Hatta diğer yanda bilimsel bilgiye sanatçının hayal gücünün katılması ve yeni bilgiler olarak iletişimde yerini alması gerekir. Ne yazık ki ülkemizde bu güne dek küçük  bilgiciklerin ardına sığınıp dev ansiklopedik görüntüler yaratma zayıflığı yaşanmıştır. Oysa batı sineması zekice bir politikayla her türlü eleştiriye açık olarak bu bilgiyi kullanmıştır. Çok fazla üreterek yeni bilgilerle yaygınlaşmış ve izleyici tepkilerinden oluşan inanılmaz bir analiz dosyasına sahip olmuştur. Bu, onlara standartları belirleme ve elde tutma şansını vermiştir. Fakat özellikle canlandırma sinemasında, bu standartların tam bir dökümünü dünyaya dağıtmakta oldukça eli sıkı davranmaktadırlar. Bize de ürettiklerini bilgi olarak kullanma seçeneği kalmaktadır. Unutmamamız gereken, sonuçları onların verdikleriyle değil, nasıl oluşturulabileceklerinin tüm olasılıklarıyla analiz ederek elde edebileceğimizdir. İşte bu kitap bu analizin küçük bölümü olarak elinizde durmaktadır. Yüz yıllık geçmişini ve oluşturulan yüzlerce örneği düşünürsek bir veya birkaç kitapla bu süreci yakalamak mümkün değildir. Tek şansımız iletşimdeki inanılmaz gelişmeler ve bunun kullanıcıya ulaşmadaki  maliyetinin her geçen gün düşmesi. Canlandırma sinemamızın yeni bakış açılarına ve bilgilere acil olarak ihtiyacı vardır. Çünkü bu sanat ancak birlikteliğin gücüyle yaşar.  Çünkü canlandırma sineması gelecek yüz yıllarda sanatların sanatı olmaya aday görünen tek oluşturma biçimidir....

Kısacası tüm bilenlerin aynı hatta gelmesi gerekmektedir. böylece belki yeni bin yıla bir şeyleri birlikte başarmış olarak girebiliriz. 

 

Mehmet Naci DEDEAL

Animator & Endüstri Ürünleri Tasarımcısı